Sırbistan’da Tarım ve Hayvancılık

Sırbistan’da tarım, halen ekonominin temeli ve kırsal alanların gelişimindeki en önemli sektördür. Ülkede nüfusun %44’ü kırsal alanlarda yaşamakta ve %24’ü de geçimini tarımla sağlamaktadır.

Sırbistan tarım sektörü, 2015 yılında GSYİH’nın % 10,4’ünü oluşturmuştur. Aynı zamanda tarım sektörü, Sırbistan ekonomisinde pozitif dış ticaret dengesi veren tek sektördür. En önemli tarım ihraç malları mısır, şeker, donmuş frambuaz, buğday ve ayçiçek yağıdır.

Tarım alanlarının % 60 kadarı mısır, buğday, arpa, ayçiçeği, soya ve şeker pancarı gibi ürünlerin ekimi için kullanılmaktadır. Tarım sektörünün yoğunlaştığı bölge ülkenin kuzeyinde yeralan ve toplam üretimin %84’ünün yapıldığı Vojvodina bölgesidir. Sırbistan toplam 4,2 milyon hektar ekilebilir araziye sahip olup, bunun % 90’ı kişilere aittir.

Tarım ve gıda sektöründe Sırbistan’ın en büyük ticari ortağı AB’dir. Sırbistan ihracatını yaklaşık % 50’si, ithalatının da % 45’i AB ile yapılmaktadır. Üretim ve ihracat potansiyeli açısından en önemli tarım ve gıda ürünleri tahıllar, yağlı tohumlar, şeker, meyve, sebze, alkolsüz içecekler, su ve şekerleme ürünleridir.

Tarıma doğrudan bütçe desteği 2004–2006 yatırım programı ile arttırılmıştır. AB sürecinin başladığı 2009 yılından bu yana da tarım ve gıda alanlarında Topluluk Hukukuna uygun düzenlemelere hız verilmiş ve son üç yılda bu konuya ilişkin 23 yeni kanun kabul edilmiştir. 2011 yılında da, Tarım Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ile birleştirilerek Tarım, Ticaret, Ormancılık ve Su Yönetimi Bakanlığı adını almıştır. Tarımsal ürün ticareti politikalarında önemli reformlar yapılmış, tarifeler basitleştirilmiş ve tarife oranları düşürülmüştür. Sırbistan DTÖ üyeliği için başvurmasına rağmen çoğu tarım ürününde koruma ve temel tarım ürünleri için ihracat kotalarını devam ettirmektedir.

Sırbistan’da tarım sektörü verimlilik ve üretim artışı bakımından potansiyel arz etmektedir. Sektörün uygulanacak doğru politikalarla orta ve uzun vadede ülkenin ekonomik büyümesinde kilit rol oynaması mümkündür. Sektörün büyümesinin önündeki en önemli engeller yüksek arazi fiyatları ve kredi yetersizliğidir. Bu engellerin ortadan kaldırılması için kurumsal reformlara, yabancı sermayenin daha da özendirilerek, teknoloji ve sermayeye ulaşabilmesinin sağlanması gerekmektedir.

Sırbistan Ticaret ve Sanayi

Sırbistan’daki fabrikalar ortalama %50’yi biraz aşkın çalışma kapasitesine sahiptir. İşletmeler ekonomik anlamda üretime devam ediyor olsalar da teçhizatların onarılması ve modernizasyonu ihtiyacı vardır. Ülkede sanayi donanımları, uygun gümrük oranları ile ithal edilebilmektedir.

Maden ve mobilya başta olmak üzere, gıda, makine, kimyasallar, şeker, lastikler, hazır giyim ve ecza sektörleri ülke ekonomisinde ve dış ticaretinde önem taşımaktadır.

Sırbistan’da bakır, kurşun ve diğer demir dışı metaller ihracat için üretilmektedir. Daha etkin üretimin yapılması için ek sermaye yatırımına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sektörün gelişmeleri desteklemek adına Sırbistan hükümeti Bor (RTB) bakır madeninin canlandırılması için bir plan ilan etmiş, bu kapsamda Kanada İhracatı Geliştirme Kuruluşu’ndan (Export Development Canada) yeni bir döküm ve sülfürik asit fabrikası inşaatı için180 milyon $’lık kredi sağlanmıştır.

Çok uluslu madencilik devi Rio Tinto, Jadar bölgesinde bir lityum/bor madeni açacaktır. Bu madenle, Avrupa’nın en büyük kapasitede çalışan ve dünya lityum ihtiyacının %20’sini karşılayan bir işletmeye sahip olunacaktır. Söz konusu madenin üretime başlamasıyla da Bölge birçok lityum işleyen fabrikanın bulunduğu bir bölge haline gelecektir.

Sırbistan’daki üretim sektörü hali halihazırda madene dayalı faaliyetlere bağımlı konumdadır. Yerel ve yabancı yatırım eksikliği, yeniden yapılanma ve özelleştirmedeki sorunlar, kuvvetli Dinar, genel rekabet gücündeki eksiklik, insan kaynakları alanındaki bozulma ve girişim sektöründeki yetersiz likidite ülke sanayinde karşılaşılan sorunların temel nedenlerini oluşturmaktadır.

Madencilik

Sırbistan mütevazi maden ve mineral kaynaklarına sahip olmakla beraber, demir, kömür ve bazı metaller bakımından zengin yatakları sınırları içerisinde barındırmaktadır.

Ülke, açık ve kapalı ocaklardan çıkarılan ham linyit, sert ve kahverengi kömür açısından kendi kendine yeterlidir. Bu maden yataklarının büyük bir bölümü Kosova’da bulunmaktadır. Sırbistan’da bulunan toplam 18,2 miyar kömür rezervinin büyük bir kısmı Kosova’dadır. Yıllık çıkartılan 40 milyon tonun 16 milyonunu Kosova üretmektedir. Söz konusu rezervlerin mülkiyeti Kosova’nın nihai statüsü kapsamındaki önemli sorunlardan biri olarak nitelendirilmektedir. Yine Kosova’daki Mitrovica’nın yakınlarında bulunan Trepca kompleksi bölgedeki başlıca çinko ve kurşun madenlerini kapsamaktadır.

İnşaat

2006-2007 yıllarında büyüme gösteren inşaat sektörü, 2009 ve 2012 yılı küresel mali krizlerinden ciddi şekilde etkilenmiştir. 2010 yılında Hükümetin çıkardığı teşvik uygulamaları ile inşaat sektöründe bir canlanma yaşanmıştır. Halkın yeni evlerde oturma talebi  yerel firmaların yapmış olduğu inşaatlarla karşılanamamaktadır.Dolayısı ile talep arzın çok çok üzerindedir. Bu durum özellikle merkez sehirlerde m2 birim fiyatlarını yükseltmiştir. Özellikle Belgrad da 4.000 euro m2 fiyatlara ulaşılmıştır.

Hükümet özellikle ulaşım ve enerji sektörlerine önem vermekte, bu alanlara yabancı yatırımcıları çekmek için çalışmalar yapmaktadır. Sırbistan’da inşaat sektörüne en fazla yatırım yapan yabancı ülke %40 oranla Avusturya olup, Almanya, Fransa ve Yunanistan bunu izlemektedir.

Başkanlığını Cumhurbaşkanı Tadiç’in yaptığı Ulusal Altyapı Konseyi, 2027 yılına kadar yapılacak yatırımları içeren 22,2 milyar €’luk bir ulaşım master planını kabul etmiştir. Katılım öncesi AB fonları ile finanse edilecek olan bu plan, 14,3 milyar € yeni altyapı yatırımlarını, 7,8 milyar €’su mevcut karayollarının, demiryollarının, iç suyollarının, havaalanlarının ve Belgrad, Novi Sad ve Nis’teki çok amaçlı taşıma terminallerinin ıslahında kullanılacaktır.

İç suyolları için kullanılacak yaklaşık 500 milyon €’nun büyük bir kısmı Tuna nehri ve havzasının çevresel iyileştirilmesi ve savaş kalıntılarından kurtarılması amacıyla kullanılacaktır. Sırbistan yeni bir havaalanı inşasını planlamamakla birlikte, mevcut 8 askeri havaalanlarını sivil ticari kullanıma dönüştürmeyi planlamaktadır.

Ülkede devlet tarafından birçok yatırım projesisi yürütülmektedir. 2012 Ocak ayında Koridor 11 otoyolunun Ljig-Preljina bölümünün yapımı için Azerbeycan ile 300 milyon €’luk bir anlaşma imzalanmıştır. Bu proje 60 köprü ve 5 tüneli içermekte olan bu yolu Azeri ve Sırp şirketler beraber yapacaklardır. Ekim 2011’de yapımı ve finansmanı Çin Yol ve Köprüler Kuruluşu tarafından üstlenilen1,5 km.’lik Tuna nehri üzerindeki Zemun-Borca köprüsü ve 27 km.’lik bağlantı yolları inşasına başlanılmıştır. Bu projenin 2014 İlkbaharında bitirilmesi planlanmaktadır. 170 milyon €’luk bu projenin 145 milyon €’sunu Çin İhracat-İthalat Bankası sağlamıştır.

Ayrıca Sırbistan, Rusya’dan sağladığı 800 milyon $’lık kredi ile 3 demiryolu projesine imza atmıştır. Bu fonla Belgrad-Pancevo ve Valjevo-Loznica demiryollarının ikinci hat döşemesi ve yeni dizel lokomotiflerin alımı gerçekleştirilecektir.

Sırp Parlamentosu, altyapı sektöründeki yatırımları geliştirmek için devlet-özel sektör ortaklığı (PPP) amacıyla 2011 yılında bir kanun çıkarmıştır. Yerel ve yabancı yatırımcılar ve bankalar Sırbistan’daki yolların ıslahı, kamusal altyapı ve faydalı hizmetler gibi yatırımları ve altyapı projelerinin finansmanını artırmayı hedeflemiştir. Kanun aynı zamanda yerel yönetimlere, merkezi hükümetin yardımı olmadan PPP yoluyla kendi bölgelerindeki projeleri uygulamaları olanağını da vermiştir. Yine, azgelişmiş kanalizasyon, atıksu, su kaynakları ve atık yönetimi sektörlerinde de özel yatırımları özendirmeyi hedeflemektedir.

Turizm

Sırbistan coğrafyasının en önemli özelliklerinden biri de güzel bir doğa ve tarih mirasına sahip olmasıdır. Bu özellik Sırbistan’a olan turizmi her geçen yıl artırmaktadır.

Turizm belli başlı şehirlere yönelmiş olsa da, dağ ve kaplıca turizmine, özel ilgi alanlarına yönelik turizm aktivitelerine (kültürel ve doğal miras, avcılık, balıkçılık vb.), kırsal hayat turizmi ve nehir turizmine (özellikle Tuna nehri boyunca yapılan) ilgi giderek artmaktadır.

Ülkenin en çok ziyaret edilen şehirleri Belgrad ve Novi Sad’dır.

İki ülke arasındaki vize muafiyeti ile turizm alanında da ciddi gelişmeler yaşandı ve turizme büyük katkıları oldu. Vize muafiyeti sayesinde her yıl 250 bin turist Türkiye’yi ziyaret ediyor. Bu sayının artmasında karşılıklı vizelerin kalkması büyük etken olmuştur. Aynı şekilde Türk gezginlerinin bu ülkeye gelişleri de bu sayede hızla arttı. Belgrad, Balkanlar’da en çok ziyaret edilen şehir konumuna geldi. Mesafenin kısa olması, vizelerin olmaması ve ucuz bir ülke olması bu ülkeyi kısa bir sürede popüler bir turizm destinasyonu haline getirdi.

Osmanlı’nın bu ülkede 350 yıl hüküm sürdüğünü, Avrupa’ya açılan kapı olduğunu unutmamak gerekir. Sırbistan, Osmanlılar için Balkanlarda en önemli ülke konumundaydı. Osmanlı, bu ülkeye büyük önem vermiştir. 1870 yılına kadar Osmanlı’ların idaresinde kalmış bu ülkede inanılmaz eserler bırakmışlar. Bu açıdan da bu coğrafya bizim için hala çok önemli ve görülmeye değer tarihi ve doğal güzelliklere sahiptir. Turizmin önemli bir gelir kaynağı olduğunu gören Sırplar, son yıllarda bu alanda da önemli yatırımlar yaptılar.

Ulaştırma ve Telekomünikasyon

Sırbistan Balkanlar’ın ortasında önemli geçiş yollarına sahip bir ülkedir. Balkanların Orta Doğu ile Batı Avrupa arasında en kısa ulaşım imkanı sunduğu düşünülürse, Sırbistan’ın jeopolitik açıdan ne denli önemli olduğu anlaşılabilir. Ancak 1999 yılındaki 78 gün süren NATO bombardımanın ardından ulaşım ve iletişim sektörü büyük oranda zarar görmüştür. Halen devam etmekte olan yenileme çalışmaları ülke ekonomisine milyonlarca dolar zarar vermiştir.

1999 NATO bombardımanı aynı zamanda iletişim ağının modernizasyon sürecine de büyük darbe vurmuştur. 2003 yılındaki bir araştırmada 100 kişiden 24,3’ünün sabit telefona sahip olduğu görülmektedir. Bu rakam Avrupa standartlarının (100 kişide 41,2) oldukça altındadır.

Sırbistan’da karayollarının toplam uzunluğu 45 290 km olarak açıklanmıştır. Bu yolların %62’si modern kaldırımlara sahiptir. Ülkedeki ana merkezlere ulaşım rahat sağlanabilirken, ülkenin genel bir bölümüne ulaşım karayolu ile sağlanamamaktadır. Ödenek yetersizliği nedeniyle geçtiğimiz yıllarda yolların temel bakımı bile yapılamamıştır. Bu nedenle karayollarının sadece bir kısmı tatmin edici duruma sahiptir. Uzun dönemdeki en önemli proje AB’nin arka koridoru olan Avusturya’yı Yunanistan ve Sırbistan ile bağlantılı hale getirmektir. Belgrad şehrinin ciddi trafik sorununun çözülebilmesi için yeni köprülere ve kamyonları şehir merkezinden uzak tutabilmek için çevre yoluna ihtiyaç duyulmaktadır.

Sırbistan’ın suyolları sadece ulaşım ve taşımacılık açısından değil aynı zamanda sulama, endüstriyel ve evsel su kullanımı, elektrik enerjisi üretimi, inşaat sektörü (akarsu yatağı kumu vb.), balıkçılık, turizm ve su sporları açısından da büyük önem arz etmektedir. Ülkenin kuzey kısmında yoğunlaşmış olan suyolları ağı, toplam uzunluğu 1000 km’yi bulan akarsular ve 599 km uzunluğundaki Tuna-Tizsa-Tuna Kanal sistemi ile 1599 km’dir. Tuna Nehri Volga’dan sonra Avrupa’nın en uzun (2 857 km, %22,8’i Sırbistan’da) ve Ren’den sonra kargo taşımacılığında ikinci önemli nehirdir.

Mart 1999’daki NATO bombardımanı Tuna nehri üzerinde beş, Sava nehri üzerinde ise 2 önemli köprünün yıkılmasına neden olmuştur. Bu nedenle bu nehirler üzerindeki taşıma ve ulaşım çalışmaları engellenmiş; sadece ülke içerisindeki şirketler değil, ticarette Tuna nehrini kullanan diğer ülkelerde zarar görmüştür.

Türk mallarının AB ülkelerine taşınmasında geçiş noktası olan Sırbistan’dan her gün önemli sayıda Türk TIR’ı geçmektedir. Sırbistan ile siyasi ilişkilerimizin en kötü olduğu günlerde bile TIR’larımız Sırbistan’dan kolaylıkla geçmişlerdir. Gerek ikili ekonomik ilişkiler gerekse Türk ürünlerinin AB’ye ulaşımı açısından Sırbistan Türkiye için kilit bir ülke konumundadır.

Sırbistan, telekom sektöründe de gelişmeler sağlamış, birçok operatörün ülkeye girişine izin vererek rekabet ortamında daha kaliteli hizmet edinmeyi amaçlamıştır. Ülkede kurulu internet hattı % 50 artarak AB ortalamasına yaklaşmıştır. 1 Ocak 2012’den itibaren telekomünikasyon piyasası, özellikle sabit hatlar, tamamen serbestleştirilmiştir. Bu düzenleme kablo operatörleri dahil gerekli altyapıya sahip bütün firmalara sadece Elektronik Telekomünikasyon Ajansı-RATEL’den alınan bir sertifika ile sabit hat kurma hakkı tanımaktadır.

Bununla birlikte Sırbistan’da, bir kamu kuruluşu olan Telekom Srbija hala en güçlü konumdaki firmadır. Geçen son beş yıda cep telefon hizmetleri, yıllık ortalama %30 artışla çok hızlı ilerlemiştir. Bu alanda da mevcut altyapının yenileştirilmesi ve yeni donanımların edinilmesi gerekmektedir.

Ekonomik zorluklara rağmen bilgi teknolojileri Sırbistan’da büyüyen en önemli pazar olmuştur. Federal bütçenin azalması bu sektörde arzu edilen büyümeyi gerçekleştiremiyorsa da devlet kurumları ve birçok yerel şirket çalışmalarında bilgisayar teknolojilerini ağırlıkla kullanmayı istemektedir. Bu şirketlerde ekipmanlar için yeterli yatırımların yapılması ile bu durumun iyileşmesi an meselesidir.

Enerji

Ülkede üretilen elektrik enerjisinin %70’i hayli kirli bir yakıt kaynağı olan linyit kullanılarak üretilmektedir. Üretim, elektrik santrallerinin düzenli bakımı için ayrılan kısıtlı ödeneklerle yürütülmekte ve ciddi bir yenilenmeye ihtiyaç duymaktadır. Sırbistan’da elektrik üretim sisteminin özelleştirilmesi çalışmaları ile daha etkin bir üretim, çevre koruyucu bir sistem ve bakım masrafları için ek sermaye sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca ülkede, yenilenebilir enerji için işbirliği potansiyeli de bulunmaktadır.

2011 Temmuzunda Parlamentonun kabul ettiği yeni enerji kanunu, AB Topluluk Hukukuna uygun düzenlemeler getirdiği gibi, konut tüketimi hariç olmak üzere (2015’te bu alan da dahil olacaktır), gaz ve elektrik piyasalarını da tamamen serbesleştirmiştir. Ayrıca, Ekim 2012 tarihinden itibaren düzenli tarifeler getirerek daha da geliştirilen bu kanun, enerji yeterliliği yatırımlarını kolaylaştırmakta ve yenilenebilir kullanımı da teşvik etmektedir.

2009’da Sırbistan, Rus firması Gasprom ile “Jusni Tok” (Güney Akım) boru hattı inşası işletilmesi ve doğal gazın depolanmasını içeren bir anlaşma imzalanmıştır. Bu projenin tamamlanmasıyla Sırp pazarına doğal gaz temininin artacağı düşünülmektedir.

Ayrıca, Sırbistan Parlamentosu, Çin İhracat-İthalat Bankası tarafından TE-KO Kostolac kömür madenlerinin ve elektrik üretim kompleksinin modernizasyonu için verilen krediyi onaylamıştır. İlk aşamadaki giderlerin 344,63 milyon $ olarak hesaplandığı bu çalışmada Çin Ulusal Makine ve Donanımları İthalat-İhracat Şirketi, Sırp firmaları ile işbirliği gerçekleştirecektir.

Mayıs 2011 tarihinde, Sırp Elektrik İdaresi Elektroprivreda Srbije (EPS) ve Alman yenilenebilir enerji firması RWE Innogy, Velika Morava nehri üzerinde beş hidro-elektrik santrali inşası için bir ortaklık anlaşması imzalamıştır. 352 milyon €’luk bu yatırımın %51 hissesi RWE Innogy’ye, %49’luk hissesi bağımsız Sırp ortak Moravske Hidroelektrane’ye aittir. Bu

Kanadalı yenilenebilir enerji şirketi Reservoir Capital Corp.’un Sırbistan’daki şirketi Renewable Energy Ventures (REV), ülkenin güneybatısındaki Lim nehri üzerinde 140 milyon €’luk iki hidro-elektrik santralinin inşasına 2012 Baharında başlamıştır. Brodarevo 1 ve Brodarevo 2 adlı bu santrallerin tamamlanmasıyla 58,4 MW kapasitede ve yıllık elektrik üretimi 230 GWh olan işletmelere sahip olunacaktır.

Bankacılık ve Sigorta

Sırbistan’da bankacılık sektörünün dönüşüm süreci başarılı şekilde devam etmektedir. AB’ye girmeye hazırlanan Sırbistan da özellikle finans alanında kendini yeniden yapılandırıyor. 2014 yılının aralık ayında hazırlanan ve 2015 yılının başında yürürlüğe giren yeni sigorta yasası da, Sırbistan Hükümeti’nin ülkenin ekonomisini tekrardan yapılandırıp, yola sokmak için yaptığı reformların bir parçası

Yabancı bankaların pazara girişi ve özel ve ticari kredilerdeki hızlı artış bankacılık sektörünün önemini arttırmaktadır. Büyük oranda yabancı bankaların hakimiyetinde olan bankacılık sektörü yeni finansal ürünler geliştirerek kredi talebini arttırmaktadır.Sigorta sektörü da halihazırda devlet tarafından yönetilen sigorta şirketlerinin hakimiyetinde olup, az gelişmiş ve küçük boyuttadır. AB sermaye yeterliliği standartlarını esas alarak hazırlanan yeni yasalar, finans ürünlerine bağlı hayat sigortalarının satışının özendirilmesi, sigorta ürünlerinde şeffaflığın artırılarak müşteri güvenliğinin artırılması, aracı ve aktüellere verilen sürekli eğitimler ve şikayetlerin direkt olarak Sırbistan Merkez Bankası’na iletilebilmesi ülke sigortacılığında ciddi bir büyümeyi tetikliyor.

Hayat ve hayat dışında toplam prim üretimi 750 milyon dolar civarında ve sigorta penetrasyonu %2’den düşük olan Sırp sigorta sektörü Avrupa’nın büyüme için sayısız imkan sunan sektörlerinden birisi ve  Doğu Avrupa bölgesi için sigortacılıkta fırsatlar ülkesi konumunda yeralmakta. Ülkedeki en gelişmiş sigorta branşlarından biri trafik sigortası. Ülkedeki toplam prim üretiminin %40’ına karşılık gelen trafik sigortası, bölgedeki başka ülkelerin sigorta sektörleriyle hacim ve penetrasyon olarak yarışabilen tek branş. 2 milyonun üstünde Sırbistan vatandaşını koruma altına alan zorunlu trafik sigortasında 1 milyon dolara kadar teminat limiti bulunuyor. Sırbistan’da hasarsızlık indirimi trafik sigortasında büyük bir rol oynuyor.

Diğer yandan, iklim değişikliğinin doğal felaketlerin frekansını artırması da, ülke genelinde sigorta farkındalığının artmasına sebebiyet veriyor. 2014 yılında ülkenin kuzey bölgelerinde meydana gelen sellerin 2 milyar dolar seviyesinde hasara yol açtığı tahmin ediliyor. Bölgede gerçekleşen çok yüksek düzeydeki sel hasarları, Sırbistan Sigorta Birliği’nin sektörde geniş ölçekli ve rekabetçi fiyatlarla konut sigortası satılması için kolları sıvamasına neden olmuştu. Birlik, verdiği finansal desteklerle özel sektörün hükümet desteğine ihtiyaç duymadan varlıklarını koruyabilmesinin önünü açmayı hedefliyor.

Sigorta bilincini artırmak ve eski anlayışı yenisiyle değiştirerek bir “koruma” kültürü yaratmak her ne kadar zorlu bir süreç olsa da, Sırbistan’ın bu yolda emin adımlarla ilerlediğini söyleyebiliriz. Bu gelişmeler sayesinde, hayat ve kaza sigortaları diğer Avrupa ülkelerinin standartlarına yaklaşabilir.

Hayat dışı sektördeki gelişmelerin yanında, hayat tarafında da hızlı bir büyüme gözlemlenebiliyor. Faizlerdeki düşüş ve bankaların daha az rekabetçi ürün piyasaya sürebilmesi nedeniyle satışların artması nedeniyle sağlık branşındaki prim üretimi 2014 yılında %21 seviyesinde arttı.

Sektör aynı zamanda son 2 yıldaki düşük enflasyon ve istikrarlı seyreden kur seviyelerinden pozitif olarak etkileniyor. Bu değişimler Sırp halkının alım gücüne de yansıyor. Sırbistan’da ortalama gelir günümüzde 5 bin 600 dolar seviyesinde.
Sırbistan aynı zamanda uluslararası arenada da yeni bir role bürünüyor. Gelecekte AB üyeliğinin gözükmesiyle beraber ülke, AB, ABD ve Rusya arasında dış ilişkilerde çok ince bir denge kurmaya yoğunlaşıyor. Özellikle Sırbistan’ın Rusya ile olan bağları enerji anlaşmalarının yanında dini nedenlerle de oldukça kritik.

Eski Yugoslavya ülkelerine olan bakış yakın zamanda daha ılımlı yönde değişmiş olsa da, Kosova ile yaşanan sorunlar sorun teşkil etmeye devam ediyor. Sırbistan’ın son dönemde Kosova ile ilişkilerini de hızla düzeltmeye çalıştığını göz önüne alırsak, yakın dönemde ülkenin hem sigorta hem de genel olarak finans sektörlerinde sıçrama yapacağını söyleyebiliriz.

Rakamlarla Sırbistan

GSYİH: 36.8 milyar dolar $
Kişi Başı GSYİH: 5 bin 600 $
Sigorta Prim Üretimi: 753 milyon $
Hayat: 165 milyon $
Hayat Dışı: 588 milyon $
Dünya Sigortacılığındaki payı: %0.02
Kişi Başı Prim: 105 $
Hayat: 23 $
Hayat Dışı: 82 $
Sigortacılığın GSYİH’deki payı: %2.05
Hayat: 0.45
Hayat Dışı: 1.60